28 Ocak 2010 Perşembe

Roman Kahramanları

Dün Mephisto'da dolaşırken gözüme çarptı. İlk sayısı bu ay çıkmış, üç aylık bir edebiyat dergisi. Dergi adından da anlaşılabileceği üzere roman kahramanları üzerine yazıların yer aldığı bir dergi olarak düşünülmüş. Derginin genel yayın yönetmeni Irmak Zileli; "Dünya edebiyat tarihinin uçsuz bucaksız derinliğinde tanıdığımız o kahramanlar hakkında bir dergi çıkarma hikâyemiz bu düşüncelerle başladı. Her sayımızda iki yerli, iki yabancı roman kahramanı üzerine dosyalar hazırlamak fikri hemen ardından doğdu. Yazıların yalnızca edebiyatın penceresinden yaklaşmaması gerektiğini düşündük sonra. Roman kahramanı dediğimiz, insan ruhunun bir suretiydi madem, ona psikolojiden felsefeye, edebiyattan tarihe, hukuktan antropolojiye insan bilimlerinin farklı dallarının bakış açılarıyla yaklaşmak daha anlamlı olacaktı... Bu ilk sayıda yoğun olarak edebiyatçıların kalem oynattığının farkındayız, ancak gelecek sayılarda sözünü ettiğimiz farklı yaklaşımlara yer vereceğimizi şimdiden duyuralım..." sözleriyle derginin derdini/amacını gayet güzel anlatmış zaten.
Roman kahramanları üzerine bir dergi fikrini çok sevdim ve kendi roman kahramanlarım üzerine düşünmeye başladım bile. Dergiyi okuduktan sonra daha ayrıntılı bir şeyler yazmayı umut ediyorum.
Bir de merak edenler için; Roman Kahramanları
26 Ocak 2010 Salı

Fahrenheit 451


-Söylesene, neden kitapları yakıyorsunuz?
-Ne? Diğerleri gibi bir iş işte.
Pek çok değişikliği olan bir iş.
Pazartesi Miller yakarız; Salı Tolstoy; Çarşamba Walt Whitman;
Cuma Faulkner; Cumartesi ve Pazar da Schopenhauer ve Sartre..
"Kül olana dek yakıp sonra da küllerini yakarız." Bu bizim ilkemiz.
-Öyleyse kitapları sevmiyorsun?
-Yağmuru sever misin?
-Evet, taparım.
-Kitaplar sadece fazlasıyla... saçma. İlginç değiller.
-Bu kadar tehlikeli olmalarına rağmen neden bazı insanlar hala okuyor?
-Kesinlikle yasak oldukları için.
-Neden yasak?
-Çünkü insanları mutsuz ediyorlar.
-Buna gerçekten inanıyor musun?
-Oh, evet. Kitaplar insanları rahatsız eder.
Onları antisosyal yapar.
18 Ocak 2010 Pazartesi

Bilinç Akışı

Bilinç akışını hakkını vererek kullanan tek insan anneannem.
14 Ocak 2010 Perşembe

run küçük run


İşin ucunda 30D varsa deli koşarım.
4 Ocak 2010 Pazartesi

Pastamız ve Yarım İnsan Gonca



Biz yeni yıla mülayim insanlar gibi girdik, kendimizce eğlendik. Takım arkadaşlarından yeterli desteği alamayan Küçuğu da genel kültür oyununda cebren ve hileyle yenmeyi başardık. Yeni yıl hepimize iyi gelsin, mutlu olalım.

Pelin Batu Üretim Tesisleri



Her şeyi yapma yetkisi kimden alınıyor bilen var mı? Mesela bu Pelin Batu'lar nerede üretiliyor? Üretildikten sonra bir kalite kontrol mekanizması varsa neden böyle kötü işliyor? Her şeyi söyleme hakkını nasıl elde ediyor bu insanlar ve dil neden en önemli organları? Kağıt üzerinde güzel durmayanları sevmiyorum, Pelin'i de..